top of page

Fiziksel aksiyonlarla sözsüz biçimde kurulmuş olan Oblomovlaşma oyunu Dank Laboratuvar Tiyatrosu’nun ilk araştırma projesidir. Oyunda söz yerini harekete, müziğe ve ışığa bırakır. Gonçarov’un Oblomov romanını okumayan seyirci, temel düzeyde anlaşılır bir öyküyle karşı karşıya kalır. Oyun bunun üzerine, seyircinin aksiyona yön verebileceği, sonuçlarını anında görebileceği oyunlarla devam eder. Seyirci kendi tercihlerini, oyun içerisinde anında görür ve sonuçlarını tartışabileceği bir bilince ulaşarak bu bilinçle oyuna katılır. Oblomov romanını bilen alımlayıcı ise oyun içinde, hem sahnelemede hem de metinde bilinçli olarak bırakılmış boşlukları, romandan paralellikler yakalayarak başka bir estetik hazza dönüştürür. Oyun seyirciyle iç içe oynanacak biçimde tasarlanmıştır. Bu anlamda seyirci, çember oturma düzeni ile interaktif uygulamalara daha rahat katılmakta ve oyunun merkezinde yer alan soruna, yani oblomovluğa daha yakından tanıklık etmektedir.

Afiş.jpg

 

Metin-Reji: Ali Bircan Teke

Dramaturgi: Tülay Yıldız Akgül

Sosyoloji: Emek Yılmaz

Koreografi: Ezgi Eneç

Müzik Tasarım: Erhan Can Dereçiçek

Kostüm Tasarım: Ceren Kayış

Işık Tasarım:Kutan Gökkaya

Video Tanıtım: Tugay Kayan

Performans: Burak Çağatay Serinbaş

Müzisyen: Ece Şenol

19. Yüzyılda yaşamış olan Dobrolyubov, oblomovluğun nerede olsa anlaşılabileceğini belirtir. Ona göre; aldığı paranın çalışmadan da verileceğini duyan oblomov öğretmen eğitim vermekten vazgeçer, oblomov doktor yeminini hiçe sayarak hasta bakmayı bırakır, oblomov oyuncu çok sevdiği aktörlükten vazgeçer ve bir daha sahneye çıkmaz, oblomov yazar kalemini bir daha kullanmaz, oblomov öğrenci eğitim almaya ihtiyaç duymaz. Bu oblomovlaşmanın bugün devam etmediğini kim söyleyebilir? Obomovlaşma, toplumun her hücresine sinsice yayılıyor ve gittikçe bireyselleşiyor. Çaresizlik, kişisel tercihler yalanına boyanıyor. Bilinç ne kadar yüksek olursa olsun, ondan kurtulmanın zekadan başka yolları olmalı: “Ya şimdi ya da hiçbir zaman!”

bottom of page